Rahat olmak ne demektir? Kolayca “nefes alabiliyor”sanız, “rahat”sınız demektir. Size bu söz mübalağa gibi gelebilir, ancak ağır solunum yolu hastalarını gördüğünüzde rahat olmanın kolayca soluk alıp vermek olduğunu daha iyi hissediyorsunuz. Entübe hastalardan birine “arabanız alınıp nefesiniz verilse kabul eder misiniz?” dense, eminim hepsi kabul edecektir. Rabbim hepimizi Covid ve diğer illetlerden korusun. Şimdi önce ruhun etimolojisine bakalım, sonra benzer kelimeleri ele alalım.
“Ruh” kelimesi (çoğulu ervâh) Arapça‘da “nefes“, “soluk” ve mecazen “güzel koku” anlamına geliyor. Kur’an’da “ruh” kelimesi farklı anlamlarda geçmektedir. Canlıların hayatiyetini sağlayan ruh, Cebrâil (rûhu’l-kuds, er-rûhu’l-emîn), vahiy, rahmet… İnsanın yaratılışından söz eden âyetlerde bildirildiğine göre, Allah Âdem’i önce çamur halindeki topraktan şekillendirmiş, ardından ona “ruh”undan üflemiş, Âdem’in soyunu da ana rahminde ona ruhundan üflemek suretiyle insan haline getirmiştir. Ruh, mahiyet olarak Rabbimizin sırrıdır. Yalnız, âlimler Allah’ın ruhundan üflemesinden maksadın, Allah’ın ruhundan bir kısmını Hz. Âdem’e veya Hz. İsa’ya vermesi anlamında yorumlanamayacağını belirtiyor. Nitekim Hıristiyanlar, Hz. Meryem’e üflenen ruhu Allah’tan bir parça olarak yorumladıkları için şirke düşerek, Hz. İsa’ya ilahlık atfediyorlar. Âlimlerin yorumu, üflenen ruhun Allah’a izafe edilmesinin, onun şeref ve kıymetini gösteren bir ifade olduğu şeklinde… Nitekim, Kur’an’da Kâbe için “Allah’ın evi”, Hz. Salih’in devesi için de “Allah’ın devesi” ifadelerinin kullanılması bu değerlendirmeyi pekiştiren diğer örnekler olarak görülebilir.
Ruh ölüm anında bedenden alınır. Rahmetli Yazıcıoğlu ne diyordu: “Ruh bir saniyeliktir. ’Püf’ dedi mi bir solukluktur. Bunun da nereden geleceği nasıl geleceği ne şekilde yakalayacağı belli değil.” Öyle değil mi? Ruh çıktığında, alınacak nefes de kalmıyor. Ruhla bağlantılı diğer kelimelere bakalım. Râhat “soluk alma, dinlenme, (güzel koku) koklama”, rîh “rüzgâr”, reyhan “hoş kokulu şey”, râyiha “koku, hoş koku”, istirâhat “soluk alma, dinlenme”, müsterîh “gönlü rahata kavuşan, içi rahat olan” anlamına geliyor. Dikkat ederseniz, koku alma da, zaten nefes alma ile gerçekleşen bir his… Terâvîh “rahatlatmak, dinlendirmek” anlamındaki “tervîha”nın çoğuludur. Bu namazda dört rek‘atta bir dinlenme amacıyla biraz oturulduğundan, “teravih” denmiştir. Zaman içinde, her bir tervîhayı oturup dinlenmek yerine, zikir ve salavat gibi nâfile ibadetlerle değerlendirme veya ara vermeden namaza devam etme şeklinde uygulamalar ortaya çıkmıştır. Hanefîler her bir tervîhada oturup dinlenmeyi teravihin ruhuna daha uygun bulsalar da, Türkiye’de de namaz aralarında Peygamberimize salavat getirilmekte veya ilâhi okunmaktadır.
Nefis/nefs “nefese-soluk aldı” fiilinden türemiştir. Sözlükte “ruh, can, hayat, hayatın ilkesi, nefes, varlık, zat, insan, kişi, hevâ ve heves, kan, beden, bedenden kaynaklanan süflî arzular” gibi mânalara gelen nefs kelimesi, Kur’an’da “ruh” anlamında kullanıldığı gibi “zat ve öz varlık” mânasında da kullanılmıştır. Teneffüs, Arapça “nefes alma, soluklanma” demektir. Nüfus, “nefisler” demektir. Nüfus sayımı, nefislerin sayımıdır. Bir nefes ile başlar, bir nefes ile biter bu dünyadaki herşey. Tıknefes deyimi Arapça ḍıyḳu’n-nefes “nefes darlığı” ifadesinden dönüşmüştür. Peygamberimiz yatmadan önce üç kere muavvizât (koruyucular demektir, İhlâs, Felak ve Nâs surelerini ifade eder) okumuş, eline üflemiş ve elleriyle bütün vücudunu meshetmiştir.
Tin, eski Türkçe “tın-soluk/nefes”ten alınmıştır. Dinlenmek (tınlanmak/tinlenmek) ise, “soluklanmak, nefeslenmek” oluyor. Dinç, dingin, dinmek de aynı kökten türeyen kelimeler…
Türk mitolojisinde “sür” ruh anlamına gelir. Bedeni terkettiğinde insan ölür. Sürmek (devam etmek veyâ bir şeyi yönlendirmek) fiili ile ilgilidir. Tıpkı bir kişinin atı sürmesi gibi ruhun da bedeni sürdüğü inancını içerir. Türkçe süre kavramı ile aynı kökten gelir ve ruhun insana belirli bir süre için verildiği anlayışını uzak bir bağlantıyla da olsa ortaya koyar.
Ramak, Arapça “yaşamın son nefesi” demektir.
Dem, Farsça ve Orta Farsça “1. nefes, soluk, 2. an, zaman” kelimesinden gelir. Demlemek, “çayı kaynar suyun içine koyduktan sonra renk ve kokusunu vermesi için bir müddet bekletmek” anlamına gelir, bu açıdan zamanla ilişkilidir. Alınan her nefes, âdetâ yaşanan her ânın göstergesidir. Dembedem Farsça “an be an, zaman zaman, nefesten nefese” sözcüğünden alıntıdır.
İlham anlamına gelen inspiration sözcüğü de Latince inspirare “in+spirare (nefes almak)” sözcüğünden gelir: “Tanrı’nın/ilahi olanın nefesinin içeriye doğru alınması” (And the Lord God formed man of the dust of the ground, and breathed into his nostrils the breath of life; and man became a living soul. [Genesis ii.7]) İlham yerine kullanılan esin de, Eski Türkçe esin “esinti, hafif rüzgâr” sözcüğünden gelmektedir.
Latince spiritus “soluk, ruh” demektir. Bu kökenden gelen birçok kelime vardır: İspirto, İtalyanca spirito “1. ruh, 2. uçucu sıvı, damıtılmış alkol” kelimesinden gelir. Fransızca’dan gelen espri de aynı kökten türemiş olup, esprit “1. ruh, 2. zekâ, nükte” sözcüğünden alıntıdır. Bir “konunun esprisi”, o “konunun özünü/ruhunu” belirtir. Spiritüel, Fransızca spirituel “1. ruhsal, 2. esprili, nükteli” kelimesinden gelir. İspirtizma, “ölmüş insanların ruhlarıyla medyum denilen kimseler aracılığıyle iletişim kurulabileceğini ve bu yolla bilinmeyen bâzı gerçeklerin öğrenilebileceğini benimseyen görüş, ruhçuluk” anlamına gelmektedir. Aspiratör Latince aspirare “içe solumak, (hava veya sıvıyı) içine çekmek” fiilinden ekiyle türetilmiştir.
Animizm (cansız varlıklara ruh atfeden inanış, ruhçuluk) Latince anima “nefes, ruh” sözcüğünden türetilmiştir. Anemon, dağ lalesi olup “rüzgârın kızı” demektir, kökeni yine nefese dayanmaktadır. Animasyon, Fransızca ve İngilizce animation “canlandırma” kelimesinden gelir. İngilizce animal da aynı kökenden gelmektedir.
Rabbim aldığımız her nefesi, kıymetini bilerek almayı nasip etsin.
Dr. Erdinç Tekbaş
26/09/2022
(170)
(170)
Son Yorumlar