İblis meleklerden ise, nasıl isyan etti?

“Şeytan” sözlük anlamıyla, “Hakk’tan uzak olan” demektir. Azgınlıkta ve kötülükte emsalsiz olan, şerir ve inatçı anlamına gelen bir cins isimdir. İblis sözcüğünün anlamı ise, “hayırdan son derece ümitsiz olan, Allah’ın rahmetinden umudunu kesen” demektir. İnsan neslinin ilk ferdi Hz. Âdem’e secde etmeyen ve Allah’a isyan eden İblis, şeytan ordusunun komutanlığını yürütmektedir. “Hani Biz meleklere, ‘Adem’e secde edin’ demiştik de, İblis’ten başkası hemen secde etmişti. O, cinlerdendi, Rabbinin emri dışına çıktı… (Kehf, 50)” ve “Hani biz meleklere, ‘Âdem’e secde edin’, demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi ve büyüklük tasladı, böylece kâfirlerden oldu. (Bakara, 34)” ayetlerinden görüleceği üzere, İblis secde emrine itaat etmeyerek, isyan bayrağını açmıştır. Bazı âlimler, aşağıdaki gerekçeleri de öne sürerek, İblis’in bir melek olduğunu savunmuştur:

  •  “İblis hariç, (hepsi) secde ettiler.” ifadesindeki is­tisnanın, muttasıl (bitişik)[1] istisna türünden olduğu, bu anlamda İblis’in de secde eden diğer varlıkların cinsinden olduğu öne sürülerek, İblis’in bir melek olduğu savunulmuştur.
  • İblis’in meleklere verilen emrin kapsamı içinde kalması, onun bir melek olduğunu göstermektedir. Eğer melek olmasaydı, Cenab-ı Hakk’ın buyruğu İblis’i kapsamaz ve onun secde etmemesi günah olmazdı.
  • Bir ayette, İblis’in cinlerden olduğu belirtilmesine rağmen, bu durum İblis’in bir melek olmasına engel değildir. Bu yorumu savunanlar, meleklerden bir kabilenin cin diye adlandırılmış olduğunu; cinlere, gözle görülemedikleri için bu adın verildiği, meleklerin de görülemediğini; İblis’e, cennet bekçilerinden olması nedeniyle, cennete nisbet edilerek, “O, cinlerdendi.” denildiğini belirtmişlerdir.

Buna karşın, diğer âlimler, buradaki istis­nanın, munkatı’ (diğeri ile ilgisi kesik) istisna olduğunu, İblis’in meleklerden değil, cinlerden olduğu görüşünü savunmuştur:

  • Kehf suresi 50. âyette, İblis’in cinlerden olduğu açıkça belirtilmiştir.
  • Melekler, kendilerine emredilen herşeyi yapan, isyandan münezzeh varlıklardır. Masum ve güvenilir elçilerdir. İblis, melek olsaydı,  emre karşı gelmezdi.
  • Melekler nurdan, İblis ise ateşten yaratılmıştır.
  • İblis’in soyunun olması ve meleklerin soyunun olmaması, İblis’in meleklerden olmadığını göstermektedir.

Eğer muttasıl istisna ile İblis’in meleklerden olduğu kanaatine varırsak, o zaman meleklerin isyan etmeyeceği hakikati ile bu durumu nasıl bağdaştıracağız? Eğer, munkatı’ istisna ile İblis’in cinlerden olduğu kanaatine varırsak, emrin meleklere geldiğini dikkate alarak, İblis’in başka varlıklara verilen bir emirden sorumlu tutulmasını nasıl izah edeceğiz? Konuyu, Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirinde yer verilen değerlendirmeyle açıklamak gerektiği kanaatini taşıyorum. Arapça’da kullanılan edebî sanatlardan biri de tağlib sanatıdır. Tağlib, bir şeyi öne çıkarıp (başkalarına galip sayıp) çoğul kalıbıyla anarak diğerlerini de kast etmektir. Örneğin, Kur’an’da yüze yakın âyette geçen “Ey iman edenler” kalıbı eril olarak kullanılmıştır. Bu kullanım, zahiren “Ey iman eden erkekler” anlamına geliyor olmasına rağmen, tağlib sanatıyla erkeklerle birlikte kadınları da içermektedir. Bu anlamda, çoğunluk olması esas alınarak emirde melekler zikredilmiş olmasına rağmen, cin olmakla birlikte, melekler içinde bir “melek” gibi yaşayan İblis’in de secde emrine muhatap olduğu, ancak emre karşı gelerek isyan ettiği anlaşılmaktadır.

Ayrıca, burada “secde ancak Allah’a yapılır, melekler neden insana secde etmiştir?” gibi bir soru akla gelebilir. Hz. Âdem’e secdeyi emreden Rabbimiz olduğundan, O’nun emrine uyulması şarttır. Ayrıca, Hz. Âdem’e yapılan secde “ibadet” amaçlı bir secde değildir. Bu secdede Hz. Âdem’in Kâbe gibi bir tür kıble olduğu, bu secdenin meleklerin Hz. Âdem’e boyun eğmiş olmasını ifade ettiği ve bu secdenin Hz. Yakup ve oğulları­nın Hz. Yusuf’a secdelerinde olduğu gibi saygı ve selam secdesi olduğu yönünde görüşler mevcuttur.

Herşeyin doğrusunu O bilir.

Dr. Naim Tatlıcı

(3798)

kez okunmuştur.



[1] 3 çeşit istisna cümlesi vardır:

  • İstisnâ-yı muttasıl (Bitişik istisna): İstisna tutulanın, kendisinden istisna edilen grup ile aynı türden olması durumudur. “Ahmet’in dışında tüm öğrenciler sınavda başarılı oldu.” cümlesindeki istisnada olduğu gibi.
  • İstisnâ-yı munkatı‘ (Diğeri ile ilgisi kesik istisna): İstisna tutulanın, kendisinden istisna edilen gruptan farklı türden olması durumudur. “Köpek hariç, sürü geldi.”  cümlesindeki istisnada olduğu gibi.
  • İstisnâ-yı müferrağ (İçi boşaltılmış istisna): Kendisinden istisna edilen grubun cümle içinde belirtilmediği istisna türüdür. “Çocuk tiyatrosundan başkasına gitmedim.” veya “Kardeşinden başkası gelmedi.” cümlelerindeki istisnada olduğu gibi.

(3798)

Speak Your Mind

*