Kur'an'ı anlamak istiyorum

Tablet Fıkralar ve Nükteler

 

 301. İHTİLÂLLERİN SONU

   Bir Güney Amerikalıya sormuşlar:

  – Sizin ülkenizde ihtilâllerin sonu ne zaman gelecek?

  – Ne zaman olacak? Herkes bir defa başkanlık koltuğuna oturduktan sonra…

302. PRESIDENT BUSH

President BUSH went for a check up. His doctor said: “Mr. President, I am your doctor; I am sorry to inform you, that you have a  problem in your BRAIN. Your brain has two parts, one Left and one Right. The  Left Part has nothing right in it, and the Right Part has nothing left in  it.” 

303. FİLOZOF VE DALKAVUK

Bir filozof ile bir dalkavuk konuşuyormuş. Filozof ne derse dalkavuk onu tasdik ediyormuş. Nihayet sabrı tükenen filozof haykırmış: “Birader, hiç olmazsa bir kez olsun dediğime itiraz et de, iki kişi olduğumuzu anlayalım.”

304. PADİŞAH VE DALKAVUK

Padişahın biri patlıcan yemeğini çok severmiş. Bir gün yemekte:

– Şu patlıcan ne güzel sebzedir. demiş. Dalkavuğu hemen:

– Haklısınız Sultanım. Bu patlıcan öyle lezizdir ki, kırk çeşit yemeği olur, tatlısı olur, turşusu olur, yemeğe doyamazsınız, diye methiyeler düzmüş.

Derken birkaç gün sonra yemekte yine patlıcan varmış. Padişah da o gün tersinden kalkmış:

– Ne bu yahu, yine patlıcan, yine patlıcan. Bari bir şeye de benzese, diye kükremiş.

Dalkavuk da hemen atılmış:

– Yaa, evet Sultanım. Zaten kara kuru bir şey, tadı yok, kekremsi, yemeği yemek değil, tatlısı tatlı, turşusu turşu. Padişah da:

– Sana da bir şeyler oluyor. Daha iki gün önce patlıcanı öve öve bitiremedin. Bugün de yerin dibine batırdın, deyince, dalkavuk hemen atılmış:

– Aman Sultanım, ben sizin dalkavuğunuzum, patlıcanın değil.

305. EN BÜYÜK DALKAVUK

Bir dalkavuk, “En büyük dalkavuk” yarışmasına katılır ve birinci olur. Nasıl birinci olduğunu sorulunca anlatır:

– Padişahıma bir mektup yazdım, birinci satırı soldan sağa, ikinci satırı sağdan sola, üçüncü satırı soldan sağa biçiminde… Padişah, neden böyle bir mektup yazdığımı sordu. Ben de cevapladım: “Okumanız esnasında boyn-u aziziniz yorulmasın diye Efendim!”

306. AÇMAM HOCAM

Ali Can fizik dersindeymiş… Hoca bütün öğrencileri kaldırıp rutin sorular soruyormuş:

– Sıcak bir günde otobüstesin, çok sıcak ne yaparsın?

– Camı açarım.

– Güzel söyle bakalım, giren havanın sürtünme katsayısı nedir?

– Bilmiyorum.

– Otur, sıfır.

Bu böyle bir değil, iki değil, bütün sınıfta sürmüş, herkes dökülüyor. Sıra Ali Can’a gelmiş.

– Oğlum, otobüstesin, çok sıcak ne yaparsın?

– Ceketimi çıkarırım.

– Ama oğlum çok sıcak.

– Gömleğimi çıkarırım.

– Oğlum, çok, çok sıcak…

– Pantolonumu çıkarırım.

– Oğlum, bildiğin gibi değil, müthiş sıcak…

Ali Can dayanamamış:

– Hocam, ne yaparsanız yapın, size o camı açtırmam.

307. İLK HATA

Temel’e çalıştığı yerde, ilk ay maaşını fazla verirler; ikinci ay da tam tersine eksik ücret yatırırlar. Temel hemen gidip, hatanın düzeltilmesini ister. Kendisine:

– Haklısın, ama sana ilk ay fazla ödeme yapmışız. Daha önce niye gelmedin? denince, Temel :

– Ben ilk hataları affederim! der. 

308. MESUT YILLAR

İki arkadaş dertleşiyordu:

– Aziz dostum, ben 30, karım da 25 yıl çok mesut bir hayat sürdü.

– Sonra?

– Sonrası… Tanışıp evlendik.

309. BU NASIL MEMLEKET?

Nasreddin Hoca soğuk bir kış günü şehre iner. Sokakta köpeklerin hücumuna uğrar. Taş alıp köpekleri kovalamak için kaldırım taşlarına sarılır. Yerinden çıkaramayınca, başını iki yana sallayarak:

– Allah, Allah! Bu nasıl memleket?.. Taşları bağlamışlar, köpekleri salıvermişler…demiş.

310. ŞİVE FARKI…

Bir Konyalıya “G harfi ile başlayan üç hayvan ismi söyler misin?” demişler. O da, “Goyun, geçi, guzu” demiş…

311. KOVDUM GİTTİ

Necip Fazıl’ın tren istasyonundan öfkeyle döndüğünü görenler sorar:

– Üstad! Nedir bu öfken? Yoksa treni mi kaçırdın?

 Mağlubiyeti asla kabul etmeyen Necip Fazıl:

 – Ne münasebet! diye kükrer. Kovdum onu, defoldu gitti.

312. ŞÖHRET

Adam:

– Bizim büyük oğlanın maşallahı var, dedi. Yazdıklarını binlerce kişi okuyor.

Diğeri merak ederek sordu:

– Ne işle meşgul sizin çocuk, yazar falan mı ?

– Tabelacı…

313. ÜÇ HİLAL

Bir TV kanalı halkın çeşitli konulardaki görüşlerini almaktadır. Bir vatandaşa, bazı bayraklardaki üç hilalin (Osmanlı döneminde üç kıtadaki hakimiyeti sembolize etmektedir)  anlamını bilip bilmediğini sorar. Vatandaş cevap verir: “Bunda bilmeyecek ne var? Recep, Şaban, Ramazan…”

314. FARK NEREDE?

Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey’nin arabası bozulmuş, arabasını tamirciye götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey’e dönerek:

– Size bir şey soracağım, ikimiz de neredeyse aynı işi yapıyoruz. Mesela birazdan kaputu açacağım, bir bakışta problemin nerede olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım… Siz de benzerini insanlarda yapıyorsunuz. Söylesenize nasıl oluyor da, siz milyon dolarlar kazanırken ben meteliğe kurşun atıyorum?

Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:

– Bunların hepsini motor çalışıyorken yapmayı denesene!!! 

315. DOLANA KADAR…

Adamın biri Nasreddin Hoca’ya gelerek:

– Hocam, çok merak ediyorum, bu insanlar ne zamana kadar doğup ölecek?

Hoca sakalını sıvazlayarak cevap vermiş:

– Cennet ile cehennem dolana kadar…

316. BANA GÖRÜNME DE KİME GÖRÜNÜRSEN GÖRÜN…

 Nasreddin Hoca’nın hanımı evlilik sonrası Hoca’ya sormuş:

– Hocam, eş-dost, konu-komşudan kimlere görüneyim, kimlere görünmeyeyim?

Hanımından geçimsizliğinden şikayetçi olmaya başlayan Hoca cevap vermiş:

– Hanım, bana görünme de, kime görünürsen görün!..

317. DİLBİLGİSİ

Dilbilgisi dersinde Karadenizli öğretmen, Erzurumlu öğrencisini sözlüye kaldırıp sormuş:

– Pakmak fiilinin çekiminu yap pakalum..

Erzurumlu öğrenci hemen atılır:

– Bakirem, bakirsem, bakir…

Öğretmen öğrencisinin bu cevabı karşısında:

– Uy diluni eşekarisu soksun. Öyle mi denur daa? Onun aslu pöyledur; “Pakayrum, pakaysun, pakay…”

318. ANLATAN FARKI

Doktor, delileri ziyaret etmiş. Delilerden biri, “Bir!” diyormuş, hepsi yerlere yatıncaya kadar gülüyorlarmış. Bir başkası “Onbeş!” diyormuş, yine herkes katıla katıla gülüyormuş.

Doktor, onlara ne yaptıklarını sormuş. Deliler de, “Biz fıkraları hep bildiğimiz için anlatma ihtiyacı hissetmiyoruz, fıkralara rakam verdik, o rakamı söyleyince ilgili fıkrayı hatırlayıp gülüyoruz” demişler. Doktor da, “Bir de ben anlatayım, öyleyse” demiş.

Ancak “Oniki” demesine rağmen, kimsede bir gülme emaresi görülmemiş. Doktor: “Niye gülmediniz?” diye sorunca, “Doktor Bey, anlatandan anlatana fark var” demişler.

319. UYANIK KIZ

Sâbık İngiliz başbakanlarından Churchill’in yanına bir kız çocuğu yaklaşarak sormuş:

– İmzalı fotoğrafınızı verebilir misiniz, Sör?

– Tabii!

 – Ama, ben beş tane fotoğrafınızı istiyorum.

– Niçin beş tane istiyorsun?

– Beş Churchill fotoğrafına, bir Elvis Presley fotoğrafı veriyorlar da ondan.

320. SELAM SÖYLE…

Karınca yaz boyunca çalışırken,  ağustos böceği hep saz çalmış. Tabii kış gelmiş, karınca sıcacık evinde afiyet içinde yaşıyorken bir gün kapısı çalınmış. Karınca göz deliğinden bakmış, kapının önünde ağustos böceği duruyormuş. Kapıyı açmış ve ağustos böceği konuşmadan söze girmiş:

– Tamam, yaz boyunca saz çaldın, şimdi aç kaldın ve benden yemek istemeye geldin, değil mi? Saz çalacağına biraz çalışmış olsaydın, böyle aç kalmazdın değil mi?

Ağustos böceği de:

– Karınca kardeş! Yanlış anladın… Malum yaz boyunca saz çalınca, biraz para biraz da şöhret  kazandım da… Şimdi de Avrupa’dan teklifler var, turneye çıkıyorum. Belki oralardan istediğin bir şeyler vardır diye sormaya geldim, demiş.

Karınca gerçekten de ağustos böceğinin yiyecek istemeye gelmediğini anlamış. Üzerinde vizon kürkü, arkasında kocaman bir limuzin, içinde özel şoförü ile onu bekliyormuş.

– Yok, teşekkür ederim, bir şey istemiyorum, demiş. Ama Fransa’ya uğrayacaksın değil mi?

– Evet!

– İyi o zaman, demiş karınca. Paris’e gidince orada La Fontaine diye bir adam var, ona benden bol bol selam söyle, o beni anlar, olur mu?

321. BABAM İSTEMEDİ

İki eski arkadaş yolda karşılaşmışlar. Sarılıp kucaklaşma faslından sonra biri sormuş:

– Dostum, hâlâ evlenemedin mi?

– Evlenemedim, ne yapayım, hangi genç kızı anneme gösterdimse, hiçbirini gözü tutmadı. Nihayet geçen yaz tıpkı anneme benzeyen bir kızla tanıştım. Annem de beğendi, ama yine olmadı!

– Neden?

– Bu sefer de babam istemedi.

322. SON SAHNE

Film yönetmeni:

– İşte filmin son sahnesini çekeceğimiz uçurum burası…

– Ölür ya da yaralanırsam?

– Merak etme filmin son sahnesi zaten…

323. FOSFORLU SAAT

Temel eve gelince, Fadime’ye demiş ki:

– Fadime, ışığı söndür, perdeyi çek, yanıma gel!

Fadime denilenleri yapmış ve heyecanla Temel’in yanına gelmiş. Temel kolunu uzatarak:

– Bak, Fadime yeni aldığım fosforlu saatimi göstereyim sana, demiş. 

324. KAYSERİLİ

Bir Kayserilinin oğlu, babasına gelerek para ister:

– Baba, bana 500 bin lira verir misin? Baba cevap verir:

– 400 bin mi dedin? Naapçan len 300 bini, 200 bin neyine yetmiyor, al sana 100 bin yeter deyip, 50 bin lira verir ve parayı bozdur 40 bin lirasını geri getir diye ekler.

Oğlu:

– Heh!Heh!.. Baba bana zaten 10 bin lira lazımdı, diye güler.

– Bak sen kerataya… Demek sahte para vermesem kazıklayacaktın beni…

325. YANLIŞ İFTAR

Senenin birinde, bir Ramazan ayında Rize’de iftar topu vaktinden önce atılır. Durum daha sonra fark edilir. Rize Müftülüğü, Rizelilerin Ramazan’dan sonra 1 gün oruç tutması gerektiğini söyler.

Bunun üzerine, yurtdışındaki ülkelerde ve Rize dışındaki illerde oturan Rizeliler müftülüğe telefon açıp sorarlar: “Biz de aslen Rizeliyiz, bizim de tutmamız şart midur?”

Bu arada Rize’de oturan Kayserililer de telefon açıp sorarlar: “Biz aslen Kayseriliyik… Biz de tutacak mıyık?”

(177181)

Pages: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

Comments

  1. cuneyt can says

    eline ve emeğine sağlık güzel arkadaşım

  2. mehmet YILMAZOGLU says

    Ellerine sağlık ,çok iyi bir calisma ve faydalı,çok guzel olmuş emeğine sağlık.

  3. Yasin acehan says

    Çok faydalı inşallah hayırlara vesile olur

  4. h mehmet metin says

    ilmine bilgine saglık daha nicelerini bekliyoruz.bu tip kitaplarla bu güne kadar verdiğin emeklerin boşa gitmediğini görüyoruz teşekkürler.

  5. fatma metin says

    aklımıza takılan bazı sorulara doyurucu cevaplar buldum .takdire şayan bir çalışma olmuş.sagol

  6. saim kadayıfçı says

    Elinize emeğinize sağlık

  7. YAŞAR SARI says

    başarılarınızın devamını dilerim.

  8. Dr.ilhan says

    sayın Dr.naim bey, güzel bir site oluşturulmuş.epey emek verildiği ve alın teri döküldüğü anlaşılıyor.Rabbim karşılığını verir inşaallah.konularla alakalı yorumları ve fikir teatisini yeri geldikçe yapmak üzere Allah’a emanet olunuz.

  9. Alperen Ocak says

    Naim abinin diğer kitaplarını okuma şansı buldum.Sitesi gerçekten muhteşem olmuş.
    Hayırlara vesile olmasını dilerim…

  10. Ahmet döndü koksal- sevgi ozyalcin says

    Siteniz hayırlı olsun, akla takılan sorulara cevap aramak herseyi Allah’ın bize verdiği akıl süzgecinden gecirmek konuların üzerinde düşünmek ve fikir alışverişinde bulunmak yaratilisimizin bir geregi diye düşünüyorum..

  11. site ve yazılarınız harika teşekkür ederiz çalışmalarınızda başarılar diliyorum sevgiler

  12. Talha Eren says

    https://www.aklatakilanlar.com/islamda-kandil-gecelerini-kutlamak-var-midir/ ve https://www.aklatakilanlar.com/hz-nuhun-gemisinin-uzerinde-durdugu-dag-cudi-mi-agri-mi-2/ yazılarınızı beğendim. Bu konularda kafamda karışıklık vardı. Fıkıhla ilgili soruları da ele alsanız iyi olur bence.

Speak Your Mind

*

Kur'an'ı anlamak istemez misiniz?